Günlük hayatta yaşadığımız birçok duygu vardır. Sevgi, mutluluk, üzüntü, korku, öfke, kaygı vb. Bu duygulardan bazıları yaşamak istediğimiz pozitif olarak değerlendirilen duygular iken, bazıları da yaşanmak istenmeyen duygulardır. Aslında yaşadığımız tüm duygular deneyimlerimizin bir parçasıdır. Üzüntü olmadan neşe, öfke olmadan sakinlik ve korku olmadan cesaret duygularını yaşayamayız.
Olumsuz olarak değerlendirdiğimiz birçok duygu vücudun ihtiyaçlarının sinyalleridir. Açlık hissi nasıl bizi yemek yemeye sevk ediyor ve bu ihtiyacı gidermeye yöneltiyorsa, olumsuz duygular da karşılanamayan bir ihtiyacın varlığını ve bu ihtiyacın giderilmesi için çaba gösterilmesi gerektiğini belirtir.
Kaygı, gelecekte olabilecek olası risklere karşı dikkatli olmamızı ve risklerle ilgili önlem almamızı sağlar. Eğer kaygı olmasaydı, karşılaşabileceğimiz risklerle ilgili herhangi bir tedbir almazdık. Sınav kaygısı olmayan bir öğrencinin ders çalışma konusunda çaba göstermediği veya gelecek kaygısı taşımayan cırcır böceğinin kış için hazırlık yapmadığı gibi. Kaygı bizi tedbir almaya yönelten önemli bir duygudur.
Kalp kırıklığı, kalbimizde daralma, sıkışma ve büyük bir acı hissi şeklinde yaşanır. Öyle büyük bir acı ki bu, kalp krizi ile benzer özellikleri gösteren ağır bir acıdır. Böyle bir durumda acının hafiflemesini veya yok olmasını isteriz ama zihnimiz bunu istemez. Zihnimiz, acıyı aklımızda tutmamızı ve kimin, neyin bu acıya sebep olduğunu hatırlamamızı ister. Aklımız bunu ister çünkü bizi korumaya çalışır. Yaşadığımız deneyim ne kadar acı verici olursa, aklımız unutmamamız için o kadar çaba sarf eder. Kalp kırıklığı da bu misyonu üstlenen bir duygudur.
Üzüntü, acı ve / veya kayıplara verilen sağlıklı duygusal tepkidir. Hayatımızda acı veren bir şeyin olduğunun göstergesidir. Bu herhangi bir kayıp da olabilir, duygusal yaralanma da. Üzüntü, kişinin kendine ve başkalarına karşı özenli ve şefkatli davranılması gerektiğini fark ettirir ve normal yaşantıya dönmeyi kolaylaştırır. Üzüntü, yakınlarımızın şefkatine ve desteğine ihtiyaç duyduğumuza dair bir sinyaldir. “Ben üzgünüm, desteğe ihtiyacım var. Benim yanımda olun” mesajıdır.
Korku, beynimiz bir tehdit algıladığında, tehlikeye odaklanmak ve tehlikeden kaçmak için vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi vücuda sağlar. Maymunlarda yapılan bir araştırmada korkuya yol açan hormon işlevsiz hale getirildiğinde maymunda korku duygusu ortadan kalktığı için maymun aslanın karşısına çıkıyor. Kendini koruma veya tehlikeden uzaklaşma gibi herhangi bir davranışa yönelmiyor. Bu örnek bize korku duygusunun, hayatta kalmamız ve kendimizi tehlikeden korumamız için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Pişmanlık, yaptığımız hatalardan ders almak, daha akılcı davranmak ve oluşan hasarı tamir etmek için bizi harekete geçme konusunda motive eden bir duygudur. Pişmanlık duygusu olmasa insan, hatasını telafi etmeye yönelik herhangi bir eyleme geçmez. Ancak, durumu değiştirmek için yapılabilecek hiçbir şey olmadığında pişmanlık yaşamak ve bu duygu içinde sıkışıp kalmak hem akla, hem vücuda zarar verebilir.
Hayal kırıklığı, çevremizdeki kişilerden, işimizden veya kendimizden beklediğimiz şeyleri göremediğimizde yaşadığımız bir duygudur. Örneğin hastalandığımızda en yakın arkadaşımız bizi aramadığında hayal kırıklığı yaşarız. Hayal kırıklığı, ne istediğimizi, neleri ümit ettiğimizi, beklentilerimizin neler olduğunu, nelerden hoşlanmadığımızı ve beklentilerimizin gerçekçi olup olmadığını fark etmemizi sağlayan bir duygudur. Neyi istediğimizi fark ettirdiği için de ihtiyacımız olanı isteyebilme sonucunu ortaya çıkarır.
Öfke, haksızlığa uğradığımızda, bize yönelen sözel veya fiziksel bir saldırıda kendimizi korumamız için gerekli olan bir duygudur. Eğer haksızlığa uğradığımızda öfkelenmezsek haklarımızı koruyamayız. Bazen de öfke, karşılanamayan ihtiyaçlarımızın varlığını gösteren bir sinyaldir. Örneğin kendimizi yetersiz, değersiz hissettiğimizde veya fiziksel veya duygusal ihtiyaçlarımızı gideremediğimizde gerginlik hissederiz. Bu gerginlik devam ettiğinde öfkeye yol açar. Öfke hissettiğimizde, hangi ihtiyacımızın giderilmemiş olduğuna odaklanmamız ve doyurulmamış ihtiyacımızı gidermeye çalışmaya çalışmamız önemlidir.
Özetle; yaşamak istemesek de her duygunun yerine getirdiği bir görev vardır. Bu görev, bazen yaşadığımız bir eksikliğin, bazen giderilmesi gereken bir ihtiyacın varlığını fark ettirmektir. Sağlıklı yaşandığı sürece, hiçbir duygu zararlı değildir. Zararlı olan şey, duyguların amacı dışında veya aşırı yoğun yaşanmasıdır. Amacı dışında veya kontrol edilemeyen düzeyde yaşandığında bir uzmandan destek almak tüm duyguların sağlıklı bir şekilde yaşanmasına yardımcı olacaktır. Duyguları sağlıklı yaşamak, psikolojik ve bedensel sağlığımız için oldukça önemlidir ve ihmal edilmeye gelmez.
Trdoktor; blog sayfasıdır. Trdoktor blog sayfası üzerinde doktorların yazdığı makale ve videoları görünütleyebilirsiniz.