ÇOCUKLARDA DİŞ ÇÜRÜKLERİNE YÖNELİK KORUYUCU UYGULAMALAR
1. Ağız Bakımı:
· Çürük oluşumunda birinci dereceden sorumlu bakteri olan Streptokokus Mutans çürüğü olan anneden bebeğe geçebilir. Bunun için bebeği biberon ve kaşık ile beslerken annenin ağzı ile teması önlemek olmalıdır.
· Bebeğin dişlerinin sürmesi ile birlikte gece beslenme sonrası temiz bir tülbent veya gazlı bezle dişlerin, diş etlerine masaj yapacak şekilde silinmesi, ve ara yemeklerden sonra su içirilmesi
· 1-1.5 yaş sonrası, ilk azı dişlerinin sürmesi ile dişlerin macun kullanmadan fırçalanmaya başlanması
· 3-6 yaş süt dişlerinin tamamlanması ile florürlü diş macunları ile dişlerin fırçalanmaya başlanması
· 6 yaş sonrası çürüğe yatkın bireylerde diş ipliği kullanımının başlaması sağlanmalıdır (1-3).
2. Uygun diyet:
Süt çocuğunun beslenmesinde ilk 6 ay sadece anne sütü önerilmekte, daha sonra ek gıdalara başlanmaktadır. Dişler sürdükten sonra ağız temizliğine yeterli önem verilmezse, sütüm yüksek laktozlu, düşük kalsiyum, fosfor ve protein içeriği ve sık beslenme sebebiyle nötralize edilemeyen asidik pH’a ve çürük oluşumuna sebep olur(3,11).
Süt çocuğunun gece boyunca şekerli içecek, süt, mama ile beslenmesi, biberon, emzik ve diğer emme alışkanlıkları, uzun süre emme alışkanlıkları çürük riskini artırır. Bunun için meyve sularının biberon yerine bardaktan içirilmesi, gece beslenmesinden çıkarılması ayrıca biberonun 1 yaşından sonra bebek beslenmesinden çıkarılması desteklenmelidir(1-3).
Çocuklar için kullanılan antibiyotikler, antipiretikler, vitamin damla ve şurupları fermente olabilen şekerleri içermeleri sebebiyle ayrıca gece dozu kullanımlarında ağız temizliği yeterince yapılmadığında çürük riski artmaktadır. Yine bazı ilaçlar örneğin antihistaminikler ( difenhidramid), amfetamin, propranolol tükrük akışkanlığını azaltarak çürüğe sebep olabilirler (2,11).
Beslenmemizde önemli yer tutan karbonhidratlar çürük oluşumunda artırmaktadır. Çürük oluşumunu etkileyen diyet ile ilgili etmenler,
· Fermente olabilen karbonhidratların tüketim sıklığı
· Besinin yapısı
· Yiyecek ve içeceklerin alınış sırası
· Besinlerin karıştırılması
· Yiyecek ve içeceklerin besin içeriği
· Yiyecek ve içeceğin dişe temas süresi
Meyveli içecekler, tatlılar, kek, kurabiye ve şekerlemelerin çürük oluşturma riski vardır. Sükroz, fruktoz ve diğer şekerlerle tatlandırılan süt ürünleri de çürük riski taşırlar(7).
Beş karbonlu şeker olan alkol ve xilitol tükrük amilazı tarafından parçalanamaz ve çürük oluşturma riski oluşturmazlar. Sakarin, siklamat aspartam gibi şeker içermeyen tatlandırıcıların da çürük oluşturma riski yoktur (5,6,7).
Yumurta, tavuk, et, balık, sebzelerin çoğu yağlar ve şekersiz çikletlerin çürük oluşumuna etkileri yoktur. Çürük oluşumuna engelleyici besinler olan peynir ve xilitol kendinden önce çürük oluşturabilecek bir besin alınmış ise bu besinin çürük oluşturmasını azaltır(6,7,9,10).
Sıvı besinler katı besinlere göre daha az çürük oluşturma riski taşırlar.
Çocukların tükettiği kıvamlı besinler olan karamel, çikolata ve gofretler ağızda uzun süre kalarak çürük oluşturma riski taşırlar. Patates çipsi dişe yapışma özelliğinden dolayı çürük oluşturma riski taşırlar(1-3,6,8).
Sütlü besinler sütün kalsiyum ve fosfor gibi tamponlayıcıları içermeleri sebebiyle düşük çürük oluşturma riski taşırlar. Süt ve peynir çürük oluşturabilen bir besin ile alınınca çürük riski azalır(2,6,7).
Şekersiz çikleti öğün arasında çiğnemek, patlamış mısır gibi yüksek lifli gıdaları öğün aralarında yemek-fermente olabilen karbonhidrat miktarının az olması sebebiyle- düşük çürük oluşturma riski taşır(2,7).
Kuruyemişler düşük fermente olabilen karbonhidrat içermeleri ve yüksek lif içermeleri sebebiyle çürük riskini artırmazlar. Yüksek protein içerikli deniz ürünleri, balıklar, et, yumurta ve kümes hayvanlarının etleri, yağlar ve tohumlar benzer özellik taşırlar(2,7).
Besinlerin alınış sırası ve birbirleri ile karıştırılmaları da çürük oluşumunu etkiler. Örneğin muz tek başına tüketildiğinde tahıl veya süt ile tüketilmesinden daha çok çürük oluşturucu özelliği vardır. Süt meyveyle, kraker peynir ile tüketilirse çürük oluşturma riski azalır(7,8,9).
Fermente olabilen karbonhidratların alınış sıklığı da önemlidir. Az miktar alınan ve sık alınan fermente olabilen karbonhidrat içerikli ara öğünler üç ara öğün ve az fermente olabilen bir diyete göre daha yüksek çürük oluşturma riski vardır. Tatlı bir besin hemen tüketilip ardından dişin hemen fırçalanması, gün içinde birkaç kez de tüketilmesine göre daha az risk taşır(8,9).
Çürükten korunmak programı dengeli diyet, fermente olabilen gıdaların modifikasyonu ve ağız hijyenin sağlanması esasını içerir.
Çürük oluşumundan korunma yöntemleri:
· Dişlerin günde en az 2 kez fırçalanması
· Fırçalama olanağı yok ise ağzın bol su ile çalkalanarak temizliğinin sağlanması
· Öğün ve ara öğünlerde 15-20 dakika iki adet şekersiz çiklet çiğnenmesi ile Ağız pH >5.5 tutlur ve S. Mutans düzeyini de azaltıcı etkide bulunur.
· Diş ipi ile günde 2 kez diş aralarının temizlenmesi
· Floridli diş macunları kullanılması
· Çürük oluşturma riski yüksek besinlerin, düşük çürük oluşturma riski olan besinlerle birlikte alınması
· Fermente karbonhidratlı içeceklerin öğün aralarında tüketilmemesi
· Ara öğünlerde patlamış mısır, kuruyemişler ve sebzeler gibi düşük çürük oluşturma riski veya çürük oluşumunu engelleyici etkisi olan besinlerle tüketilmesinden oluşur (1-3).
Genel pediatri pratiğinde bunlara ilave olarak A hipovitaminozunda diş çürüğüne eğilimin arttığı ve D hipovitaminozunun diş çıkmasında gecikme, dişlerin küçük çıkmasına sebep olması yanında mineralizasyon kaybına yol açtığı, malnütrisyonun özellikle çölyak hastalığının ön kesicilerde ve molar dişerde simetrik bozulmalar yaptığı son olarakta Gastroözefagial reflü hastalığının ön kesicilerin arka yüzünde erozyonlar yaptığı ve diş gıcırdatmalarına neden olduğu gece asitin ağza gelmesi ile diş çürüklerini artırdığı ve sonuçta ağız sağlığı üzerine olumsuz etkileri olabileceği akılda tutulmalıdır.(12,13).
3. Florürlerin kullanımı
4. Fissür örtücülerin kullanımı: Günümüzde diş hekimliğinde artık diş çürüğü oluşmasından korunmaya yönelik uygulamalar öne çıkmaktadır. Çürüğe yatkın yüzeylerin özel dolgu materyalleriyle kaplanması işlemine ’’fissür örtücüler’’ adı verilir. Diş çürüğünün en çok rastlandığı 1. azı dişlerinin sürdükten hemen sonra kaplanması önemlidir. Bunun yanında her yaşta uygulanabilir. Yapılan çalışmalarda %60-80 oranında çürük oluşumunda azalma olduğu gösterilmiştir(3).
Trdoktor; blog sayfasıdır. Trdoktor blog sayfası üzerinde doktorların yazdığı makale ve videoları görünütleyebilirsiniz.