Zihinsel Engelleri Aş

Zihnine koyduğun sınırları kaldır.

Her birimiz mükemmel bir şekilde yaratıldık. Her birimizin beynine öyle bir işletim sistemi yüklendi ki; her an ve her daim değişim ve gelişime açık güncellenmeye uygun bir program…

En adaptif canlı olarak yeryüzünün hakimi olarak donatılan biz insanlar bu donanımı kullanmaya muktedir olmamıza rağmen çoğumuz kendimizi dış dünyaya kapatmış, hatta iç dünyamıza bile kendimizi kapatmış ve sadece birer hayalet olarak varlığımızı sürdürmekteyiz. Tabii buna varlık denirse, adeta yaşayan (nefes alan-veren, yiyen, içen) ölü şeklinde gezmektedir çoğumuz. Bize cennet güzelliğinde sunulan bir dünyayı çoğumuz zindana çevirmiş durumdayız.

Çoğu insan,başka birileri onlara ne yapacaklarını, nereye gideceklerini ya da nasıl davranacaklarını söylemeden var olmayı bilmezler. Bunlar vasat bir yaşama boyun eğer, kendi hayallerine ulaşmaya değer bulmazlar. Kendi hedeflerinin var olabileceklerine inanmazlar. Kendilerinin sevilmeye ve de sayılmaya değer olmadığına kendilerini inandırmışlardır. Mutluluğun ve de huzurun onlar için olmadığına inanırlar.

İnsanların çoğu, iyi şeyler yapamayacak kadar kötü olduğuna inanmaktadır. Güzel şeyler gerçekleştiremeyecek kadar kendini küçük ve hor görmektedir. Başarılı sonuçlar alamayacak kadar şanssız ve bahtsız olduğuna inanmaktadır. İyi şeyler yapacak kadar iyi olmadığına inanmaktadır. Harika şeyler yapacak kadar yeterince zamana sahip olmadığı yalanının arkasına sığınmaktadır.

Değişim ve gelişimin önüne binlerce set çekiyor ve binlerce bahaneyle kendini geriye çekmekte ve kendi değersizliğini ve anlamsızlığını sergilemek için adeta çırpınmaktadır. Çoğu insan kendini değişim ve gelişim için ya çok genç olduğu ya da çok yaşlı olduğu yalanına kaptırmaktadır.

Bunun sebebi ise sahip oldukları sınırlayıcı inançlarıdır. Evet çoğumuz, sınırlayıcı inançlarının arkasına sığınmakta ve kendini kendi kabına kapatmaktadır. Negatif düşünce sistemini devreye sokuyor ve bunu olumsuz duygu durumuyla süslemekte sonra da sergilediği her davranışın yetersiz ve sonuçsuz kalacağına kendini inandırmaktadır. Bunu daha da ileriye taşıyıp kimlik bunalımına girmektedir.

Sonuçta başarılı da oluyor bu konuda…

Çünkü; bir insan yapabileceğine inandığı zaman da, yapamayacağına inandığı zaman da haklı çıkar. Bunun sebebi ise bilinçaltımızın bizi mahcup duruma düşürmemeye ve bizi korumaya çalışmasıdır.

Oysa diğerlerinin yapabildiğini bizim de yapabileceğimizi nörolojik, psikolojik ve anatomik yaratılışımız desteklemektedir. Ayni zamanda her insan yeryüzünde başarılı olabilecek yüksek bir potansiyele sahiptir. Yine yapabileceği her şey doğal kaynaklarında mevcuttur. Bizim kendimize uydurduğumuz ve inandığımız yalan hikayelerden kendimizi kurtarıp, kendi gerçek hayatımızı yaşamaya götüren tek şey önemli bir karar alıp, o karara bağlı kalmaktır. Bu karar ise uzun uzun düşünmeyi bırakıp ‘’YAP’’maya başlamaktır.

Dr. Yusuf Coşkun
Yaşam Koçu