Anahtar Kelimeler:
Yaygın Anksiyete BozukluğuYaygın Anksiyete Bozukluğu TedavisiYaygın Anksiyete Bozukluğu HastalığıBugün sizlere başlıca özelliği iç sıkıntısı, kaygı, endişe, huzursuzluk olan ve tıp dilinde “yaygın anksiyete bozukluğu” olarak adlandırılan rahatsızlıktan bahsedeceğim. Toplumda % 3-4 sıklıkta ve kadınlarda daha çok görülen bu rahatsızlığa sahip olanlar, halk arasında evhamlı olarak bilinirler. Bu kişiler çok çabuk heyacanlanır, pek çok kişinin önemsemediği konularda bile endişe duyarlar. Olayların en kötü ihtimalini düşünür, bu ihtimali yaşayacakmışcasına endişe duyarlar. Endişeli düşünce kişinin günlük yaşamına yayılmıştır ve en az altı aydır vardır. Endişe kaynakları genelde kişinin iş ve sosyal yaşamda çıkabilecek sorunlar, parasal sorunlar, kendi ve aile bireylerinin sağlık sorunları ile ilgili olumsuz düşüncelerdir. Bununla birlikte olağan gündelik olaylarlarda endişe kaynağı olabilir..
Kişi içinde bulunduğu durumdan dolayı sürekli gergindir. Kaygısını yenmeye, kontrol etmeye çalışır ancak, kaygının biri biter başkası başlar. Rahatsızlığa bir takım fiziksel belirtilerde eşlik eder. Kaslar sürekli gergin olması baş, boyun ağrılarına neden olur. Uykusuzluk sık görülür. Otonomik uyarılmaya bağlı yerinde duramama, terleme, çarpıntı, yutma güçlüğü, mide bağırsak problemleri, ağız kuruluğu, bazen bulantı kusma, ishal, nefes alma güçlüğü, sık idrara çıkma, kadınlarda adet düzensizlikleri, cinsel işlevlerde bozulmalar, ellerde ayaklarda uyuşmalar görülebilir. Genelde hasta sıkıntısı ile fiziksel belirtileri arasında ilişki kuramaz. Doktora müracaat ettiklerinde de genelde fiziksel yakınmalar ön plandadır. Bu nedenle bir çok hastaya fiziksel belirtileri ile ilgili teşhis konup tedavi verilebilir. Ancak bu hastalar belli bir süre sonra iyileşmediğini söyleyerek tekrar doktora gelir.
Bu rahatsızlığın diğer önemli bir yanı da, alkol ve madde bağımlılığına neden olabilmesidir. Çünkü alkol ya da madde kullanımı endişeleri geçici olarak azaltmaktadır. Buna kapılan kişi belli bir süre sonra, alkol ya da madde bağımlısı olabilmektedir.Ayrıca insanın toplumsal işlevlerini olumsuz etkileyen bu rahatsızlık, bir takım başka ruhsal rahatsızlıklara da neden olabilmektedir. Depresyon bunların başında gelir. Bu da intihar riskini getirir. Bu nedenle tedavi edilmelidir. Tedavisi uzun sürelidir. Sabır ve takip gerektirir. Tedavi en az bir yıl ile ilaç kullanmayı ve kişinin düşüncelerini, beklentilerini değiştirmeye yönelik davranış ve bilişsel terapileri içerir. Hepinize mutlu ve sağlıklı günler dilerim