TR Doktor

Su Çiçeği Hastalığı

Sesli Oku

Su çiçeği çoğunlukla çocukluk döneminde geçirilen (özellikle 5-10 yaş arası), virüslerin neden olduğu, oldukça bulaşıcı, döküntülü bir hastalıktır.   Kış sonu ve bahar ayları, hastalığın en fazla görüldüğü dönemlerdir. Hastalığın bulaşması, daha çok hapşırma, öksürme ile havaya dağılan virüsün solunum yoluyla alınması sonucu olur. Bunun yanında  vücut ifrazatları ve ciltteki su çiçeği döküntüleri ile temas sonucu da bulaşma olabilir. Kuluçka süresi 14-16 gündür. Bulaştırıcılık döküntü çıkmadan 2 gün önce başlar ve  lezyonların kabuklanmasına kadar geçen (ortalama 7 gün) süre boyunca devam eder.

Hastalık genelde  ateş, halsizlik, iştahsızlık gibi belirtilerle başlar. Bunu takiben 1-2 gün içinde kırmızı kabarıklık şeklinde başlayıp daha sonra içi sıvı dolu hale dönen döküntüler görülmeye başlar. Bu döküntüler, yüz ve saçların arka diplerinden başlayarak omuz ve sırt, daha sonra kol ve bacaklara yayılır. Döküntülerin şekli ve büyüklükleri birbirinden farklıdır ve kaşıntılıdır. Ağız ve gözde de  görülebilir. Döküntü sayısı hastalığın şiddetine göre değişir. Hafif geçirilen enfeksiyonlarda döküntü sayısı 10-20 adet kadar az olabilmekle birlikte genellikle 300-500 adet döküntü oluşur, bu döküntüler zamanla kabuklanır ve yaklaşık iki hafta içinde  kaybolmaya başlar.

Su çiçeği hafif bir hastalıktır. Geçirildikten sonra ömür boyu bağışıklık bırakır. Ancak nadiren de olsa zatüre, beyin iltihabı, ciddi cilt enfeksiyonları, kanam problemleri, eklem iltihabı, böbrek, karaciğer hasarı gibi istenmeyen ikinci bir hastalığın gelişmesine neden olabilir. Özellikle bağışıklık sistemi ile ilgili hastalığı olanlarda ağır seyredebilir. Hastalığın tedavisi semptomatiktir. Ateş varsa düşürülmeli, kaşıntı varsa giderilmeli ve bolca sıvı alınmalıdır. Ancak burada önemli bir husus, su çiçeği olan çocuklara, ateş düşürücü olarak aspirin kesinlikle verilmemelidir. Çünkü su çiçeği sırasında  aspirin kullanılması ani karaciğer rahatsızlıklarına neden olabilmektedir. Kaşıntının önlenmesi için tırnakların kısa kesilmesi önemlidir. Kaşıntı sonucu ciltte izler kalabilir.

Korunmada, hastalığı geçirmemiş kişilerin hastalardan uzak durması önemlidir. Ancak bu oldukça zordur. Çünkü bulaştırıcılık döküntülerden önce başlar. En etkili korunma yöntemi immunizasyon yani aşılanmadır. Aşı 1 yaşın üzerinde ve hastalığı geçirmemiş herkese yapılabilir. Bu gün için isteğe bağlı olarak yapılan bu aşı, 1-13 yaş arası çocuklara tek doz olarak ve 13 yaşın üstündekilere  en az bir ay ara ile 2 doz şeklinde önerilmektedir.

Diğer İlgili Makaleler