Kişinin sosyal ortamlarda konuşma, yemek yeme, telefon etme, söz alma, soru sorma gibi faaliyetleri yapacağı zaman, olumsuz değerlendirileceği, aşağılanacağı, küçük duruma düşeceği, eleştirileceği korkusuna kapılarak bu faaliyetlerin olduğu ortamlardan uzaklaşmasına “sosyal fobi” diyoruz. Sosyal fobi toplumda hiçte azımsanmayacak sıklıktadır (% 2). Genelde ergenlik döneminde başlar. Orta yaşlara doğru azalmaya başlar. Kadınlarda daha sıktır.
Bu rahatsızlığa sahip kişiler, korktuğu sosyal ortamlarda bulunursa yanlış bir kelime konuşacağından, gülünç bir şey yapacağından yoğun endişe duyar. Bazen bu endişe çok yoğun, panik düzeyinde olabilir. Terleme, çarpıntı, bulantı, ishal, kaslarda seğirme, ağız kuruluğu, yüzde kızarma, kekeleme, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler görülebilir. Bu kişiler korkularının yersiz ve abartılı olduğunu bilirler, ancak engelleyemezler. Sonuçta kendilerinde endişe oluşturacak faaliyetlerin olduğu sosyal ortamlardan uzaklaşırlar. Bu da bireyin pasif kalmasına, kişiler arası ilişkilerinin ve mesleki işlevselliğinin bozulmasına neden olur. Örneğin kalabalık içerisinde yemek yemekten korkulduğu için yemekli bir iş toplantısına gidilmeyebilir. Yemek yerken yemeği üzerine dökme, kaşığı, çatalı yanlış tutma endişesi ile aç olduğu halde zaten toktum diyerek yemek yenmeyebilir. Önemli bir toplantıda anlaşılmayan bir konu, gülünç duruma düşüleceği korkusu ile tekrar sorulmayabilir.
Sosyal fobideki, nasıl yemek yiyorum, nasıl konuşuyorum, kaşığı nasıl tutuyorum, sandalyeye nasıl otururuyorum, nasıl gülüyorumla ilgili endişelerin temelinde, aslında başkaları üzerinde olumlu bir izlenim bırakma isteği vardır. Ancak kişi yapacağı davranışların olumsuz yönlerine odaklanarak pekiştirme eğilimi içinde ve kendine güvensiz olduğu için, iş kısırdöngüye girmiştir. En kolayı bu faaliyetlerin olduğu ortamlardan uzaklaşmaktır. Ancak bu da sosyal işlev kayıplarına, sosyal ilişkilerin bozulmasına, depresyon, alkolizm ve başka ruhsal rahatsızlıkların oluşmasına neden olacaktır. Bu nedenle bu tür rahatsızlıkların mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavide kişinin belirtileri ile hatalı düşüncelerinin ilişkisini ortaya koyan terapiler, bireyin sorun olan davranışlarını gidermeye yönelik terapiler ve ilaç tedavisi uygulanır.
Hepinize mutlu ve sağlıklı günler dilerim.
Sosyal Fobi Nedir,
Kişinin sosyal ortamlarda konuşma, yemek yeme, telefon etme, söz alma, soru sorma gibi faaliyetleri yapacağı zaman, olumsuz değerlendirileceği, aşağılanacağı, küçük duruma düşeceği, eleştirileceği korkusuna kapılarak bu faaliyetlerin olduğu ortamlardan uzaklaşmasına “sosyal fobi” diyoruz. Sosyal fobi toplumda hiçte azımsanmayacak sıklıktadır (% 2). Genelde ergenlik döneminde başlar. Orta yaşlara doğru azalmaya başlar. Kadınlarda daha sıktır.
Bu rahatsızlığa sahip kişiler, korktuğu sosyal ortamlarda bulunursa yanlış bir kelime konuşacağından, gülünç bir şey yapacağından yoğun endişe duyar. Bazen bu endişe çok yoğun, panik düzeyinde olabilir. Terleme, çarpıntı, bulantı, ishal, kaslarda seğirme, ağız kuruluğu, yüzde kızarma, kekeleme, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler görülebilir. Bu kişiler korkularının yersiz ve abartılı olduğunu bilirler, ancak engelleyemezler. Sonuçta kendilerinde endişe oluşturacak faaliyetlerin olduğu sosyal ortamlardan uzaklaşırlar. Bu da bireyin pasif kalmasına, kişiler arası ilişkilerinin ve mesleki işlevselliğinin bozulmasına neden olur. Örneğin kalabalık içerisinde yemek yemekten korkulduğu için yemekli bir iş toplantısına gidilmeyebilir. Yemek yerken yemeği üzerine dökme, kaşığı, çatalı yanlış tutma endişesi ile aç olduğu halde zaten toktum diyerek yemek yenmeyebilir. Önemli bir toplantıda anlaşılmayan bir konu, gülünç duruma düşüleceği korkusu ile tekrar sorulmayabilir.
Sosyal fobideki, nasıl yemek yiyorum, nasıl konuşuyorum, kaşığı nasıl tutuyorum, sandalyeye nasıl otururuyorum, nasıl gülüyorumla ilgili endişelerin temelinde, aslında başkaları üzerinde olumlu bir izlenim bırakma isteği vardır. Ancak kişi yapacağı davranışların olumsuz yönlerine odaklanarak pekiştirme eğilimi içinde ve kendine güvensiz olduğu için, iş kısırdöngüye girmiştir. En kolayı bu faaliyetlerin olduğu ortamlardan uzaklaşmaktır. Ancak bu da sosyal işlev kayıplarına, sosyal ilişkilerin bozulmasına, depresyon, alkolizm ve başka ruhsal rahatsızlıkların oluşmasına neden olacaktır. Bu nedenle bu tür rahatsızlıkların mutlaka tedavi edilmesi gerekmektedir. Tedavide kişinin belirtileri ile hatalı düşüncelerinin ilişkisini ortaya koyan terapiler, bireyin sorun olan davranışlarını gidermeye yönelik terapiler ve ilaç tedavisi uygulanır.
Hepinize mutlu ve sağlıklı günler dilerim.