TR Doktor

Obezite Nedir ?

Sesli Oku

Obezite veya aşırı şişmanlık, kısaca vücuttaki yağ oranının artması, boya göre uygun olmayan kiloda olma olarak tanımlanabilir. Tedavi edilmediğinde veya kontrol altına alınmadığında, birçok hastalığa davetiye çıkaran bu durum ne yazık ki, günümüz  dünyasının en önemli bir halk sağlığı sorunlarından biridir.  Obesite, vücut yağ oranınında düzensiz arttışa neden olan; hormonal, genetik yatkınlık ve bilinçsiz beslenme alışkanlığı ile doğru orantı gösteren bir “hastalık” olarak kabul görmektedir. Ülkemizde her üç kadından biri ve her beş erkekten biri şişmandır. Bu konuda yalnız değiliz. Amerika’da halen 97 milyon kişi fazla kilolarından şikayetçi. Avrupa’da bazı bölgelerde obezite oranı yüzde 40-50’ye çıkarken, genelde ülke ortalamaları yüzde 5-22 arasında değişmektedir. Obezite önlenebilir ölüm nedenleri arasında ikinci, tüm ölüm nedenleri arasında ise 7. sırada yer almaktadır. Her yıl 300.000 kişi obezite kaynaklı hastalıklar nedeniyle ölmekte ve  bu sorunlar için yılda 100 milyar dolar harcanmaktadır.

             Obesite yaygınlığının artmasında  hareketsiz yaşam ve yağlı, fast-food türü gıda tüketiminin artmasının önemi büyüktür. Obezitenin varlığını ortaya koyan ve en sık kullanılan ölçüm, vücut kitle indeksi (VKİ) ve bel çevresi ölçümüdür. VKİ; vücut ağırlığının (kg), boyun karesine bölünmesiyle (metrekare) hesaplanır. VKI kullanımı çocuklarda, hamile kadınlarda ve çok adeleli kisilerde doğru sonuç vermez. Bu nedenle kullanılmamalıdır. Vücut ağırlığı boy uzunluğunun karesine bölündügünde çıkan değer 20-25 arası ise kişi normal kilolu, 25-30 arası ise fazla kilolu, 30 üstü ise obes olarak tanımlanır.

 Vücuttaki toplam yağ miktarı önemli olmakla beraber, yağın nerede biriktiğini bilmekte önemlidir. Karın çevresinde yağ birikimi (elma tipi şişmanlık) kalça ve diğer bölgelerde birikime (armut tipi şişmanlık)  göre kalp damar sağlığı açısından daha fazla risk taşır. Erkeklerde bel çevresi 102  cm., kadınlarda 88  cm. üstü ise kalp damar hastalığı açısından artmış riskden bahsedebiliriz.

            Obez kişilerde kalp hastalığı riski dışında hipertansiyon, diyabet (şeker hastalığı) riskide yükselir. Solunum sistemi ile ilgili düzensizlikler, uyku esnasında solunum sıkıntısı görülebilir. Safra taşı oluşumu artar. Gut hastalığına eğilim fazlalaşır. İnsanın psikolojik yapısı bozulur, bir çok ruhsal hastalık meydana gelebilir. Yine bazı kanser türleri ile obezite arasında ilgi olduğu görülmüştür. Erkeklerde kolorektal (kalın barsak) ve prostat kanseri; kadınlarda ise endometrium (rahim), göğüs ve safra kesesi kanseri riski 2-6 kat artmıştır.

           Obesite ile mücadelenin temel ilkesi kişinin yemek yeme davranışının düzeltilmesi, alışkanlıklarının değiştirilmesi, motivasyonu, disipline edilmesi, yaşam stilinin değiştirilmesi (egzersiz) ve eğitimidir. Bu mücadele kısa sürede gerçekleşecek bir durum değildir. Haftada 0.5-1  kg. ağırlık kaybı hedeflenmelidirYaşam stilinin değiştirilmesini takiben yeni durumun devam ettirilmesi için  programa yaşam boyu uyulmalıdır.  Ancak bu şekilde şişmanlığın getireceği risklerden uzak, kaliteli ve uzun yaşama şansı elde edilebilir. Süreklilik bozulursa verilen kilolar geri alınır.

Diğer İlgili Makaleler