Prostat büyümesi çağımızın en büyük sorunlarından biri
haline gelmiştir. Özellikle de prostat kanseri yönünden, toplumun yaşlı
nüfusunun artması ile hastalıklarda artmış ve ekonomik ve rehabilitasyon
giderleri artmıştır. Eskiden ileri dekat
hasta sayısı çok olmadığı için nadir rastlanan hastalıklar şu anda güncel
hayatta 45 yaşından sonra her erkeğin başına gelebilecek duruma gelmiştir. Bunda da en büyük neden toplumsal yeme
alışkanlıklarını değişmesidir. Hazır gıdalara, ete dayalı beslenmenin öne
çıkması buna bir sebeptir. Çünkü Japon ve Çinli lerde prostat kanseri ve
prostat hastalığı çok düşüktür. Ama bunlar Amerika'ya gittiğinde, göç etmiş
toplumlar da yapılan araştırmalarda hamburger ya da kırmızı et yemeye
başladıklarında Amerikan toplumu oranlarına yakın oranda hastalıklara rastlanmıştır.
Prostat büyümesi, normal işlevlerini yapmadığı dönemlerde,
ailelerde özellikle cinsel fonksiyonları azalmış erkeklerde daha hızlı
olmaktadır. Bu yüzden bayanlarımızın menopozdan sonra cinsel ilişkiye girme
isteğinin azalması, erkeklerde prostat, veziküla seminalis ve erkeklik bezleri
denen bölgelerde yoğunlaşmaya, üretimlerin baskılanmasına dışarıya deşarj /
boşalma olmaması nedeniyle enerji birikimleri sonucunda da prostat yoğunlaşması
büyümesine sebep olmaktadır. Düzenli cinsel hayatı olanlar da bunlara daha az
rastlanmaktadır.
Prostat ımızı büyütmemek için dediğimiz gibi genelde beyaz
et, balık, ağırlıkla karnabahar, brokoli, lahana, kırmızı ürünler; domates, nar,
kırmızı lahana ve bunlardan yapılmış ürünler, havuç gibi doğal flavonoid içeren
fitoöstrojen grubu bezelye, kuru fasulye ,nohut gibi ama bunların da suda
beklettikten sonra olan grupların yenmesi prostatın büyümesini engellemektir.
Elbette hiç kimse vücudunun ameliyata, cerrahi işleme maruz
kalmasını istemez. Beslenmemizi düzenleyerek prostat büyümesini
engelleyebiliriz, büyümüş olan prostatlarıda küçültebiliriz. 6 ay gibi bir süre
içinde yarı yarıya kadar küçülmeye sebep olabilecek tedavi rejimlermiz mevcuttur.
Bunlar da normal batı / Ortodoks tıbbının
kullandığı; alfa blokerler, antihormonilaçları yanında fitoterapi , schüssler
mineralleri kullanıyoruz. Bunlar
prostatta gözle görülür şekilde küçülme, işeme fonksiyonlarında rahatlama ve hızda
artma oluşturuyor. Bazı prostatlar vardır, içeriye meme gibi büyümüştür mesane
boynu yüksekliği yapan büyüme yapan nodülleri vardır. Bunlar da tabii ki
cerrahi kaçınılmaz olabilir. Medikal tedavi dışında cerrahi olarak bizim
önerdiğimiz plazma prostatektomi dir. Prostatektomi açık cerrahi ve lazer
tedavilerde olguya göre tercih edilebilir. Lazer tedavileri; günümüzde olan holmiyum
enükleasyon ile prostat lobları enblok çıkarılabilmektedir ama bunların
prostattan dan dışarı çıkarılması kısmında kullanılan var morselatörcihazı ise
biraz tehlikeli sonuçlar çıkarılabilir.
Prostatın cerrahi tedavisi sonuçta aynı yere gider; 8 ila 10 yıl sonra tekrarlama riski vardır. Çünkü
biz prostatın kabuğunu çıkartmıyoruz. Prostattı genelde bir portakal gibi düşünün,
kabuğuna yakın beyaz kısımdaki dokulardan büyüme olur, dolayısıyla her
halükarda büyüme oluşacaktır. Uzun süreli sonuçlar bunu göstermektedir. Yaşam kalitesini kısa sürede geri kazandırma,
hastayı normal yaşantısına döndürme,
kanama kontrolü sağlama açısından transüretral girişimler arasında pek fazla
fark yoktur.
Prostat ameliyatları
sonrasında genelde ilişkide boşalınca MENİ gelmemesi oluyor. Cinsel olarak aktif
hastalarda bu nedenle ameliyatı daha uzağa ötelenmesi gerekiyor. Bu durumlardan
fitoterapi ve kombine tedavilerimiz bize ışık tutuyor. Çünkü aktif bir insanda
cinsellik, yaşam kalitesini arttıran, o dönemdeki en önemli . Cinselliğii
elinden alırsanız hastanın hasta depresif bir hale gelmesine sebep olunuyor. Hem
eşine karşı, hem kendine öz güvenini kaybetmiş oluyor. Bu durumda da palyatif
tedaviler tercih edilmektedir.
Bunun dışında
ameliyat olamayacak hastalarımız için transüretral mikrodalga hipertermi
tedavileri yapıyoruz hipertermi tedavileri ile prostat 57-58 dereceye kadar
ısıtılarak dokudaki kanserojen yapıdaki değişiklikleri dahil, büyümüş olan
prostat lobları pişiriliyor, aşırı ısınma sonucu protein denatürasyonu oluşuyor ve
proteinlerin oradan uzaklaştırılması ile prostatta bir küçülme sağlanıyor. Tabii
ki bu süre alıyor en az 3 hafta ile 2 ay arası hastada işeme şikayetlerinin
devamlılığı izleniyor. Hasta belki bir süre Sondalı kalabilir çünkü o dokunun /
şişen dokunun / pişen dokunun oradan uzaklaştırılması bu kadar süre alabilir.
Sonrasında hasta normal işemesine devam ediyor normal hayata
devam edebiliyor ve prostatın içinde skar dokusu oluşuyor, aynı bir yanık izi
nasıl olduysa onun gibi doku sertleşmesi oluştuğu için prostatın içinde bir
kanal oluşmuş oluyor ve prostat içine doğru bir daha büyümeye daralmaya sebep
olamıyor.
Trdoktor; blog sayfasıdır. Trdoktor blog sayfası üzerinde doktorların yazdığı makale ve videoları görünütleyebilirsiniz.