Beynimiz, vücut ağırlığımızın yalnızca %2'sini oluşturmasına rağmen, kan dağılımımızın %15'ini alır. Bu da beynin kana çok ihtiyacı olan bir doku olduğunu gösterir. Eğer beynin kan akımı kesintiye uğrayacak olursa, saniyeler içinde şuur kaybolur. Bu kesinti üç dakikadan fazla sürerse beyinde geriye dönüşsüz hasarlanmalar meydana gelir. Günümüzde sık karşılaştığımız ve “inme” olarak bildiğimiz hastalığın oluş mekanizması işte bu şekildedir. Yani beynin kanlanmasını bozacak bir durum söz konusudur. Bu gün inme, kalp hastalığı ve kanserden sonra en önemli 3. ölüm nedeni, ciddi ve çok uzun süreli sakatlıkların en baş nedenidir. Her 15 ölümden birinden inme sorumludur.
İnmelerin en sık sebebi ateroskleroz dediğimiz damar sertliği olup, % 80-85’inden sorumludur. Damar sertliğinde beyin damarlarının iç cidarının daralarak tıkanması ve beynin beslenmesinin bozulması söz konusudur. Tıkanma her zaman damar sertliği sonucu meydana gelmez. Bazen vücudun değişik yerlerinden kopup beyne gelen kan pıhtıları da (emboli) inmeye neden olabilir.
Beyin damarlarının yırtılarak kanama yapması, damar dışına çıkan kanın beyin dokusuna bası yaparak hasarlanmaya neden olması inmenin diğer bir nedenidir. Daha çok yüksek tansiyonlu veya beyin damarlarında baloncuk olan (anevrizma) kişilerde görülen bu tablo daha ciddi ve tehlikelidir.
İnmelerde en sık rastlana belirtiler; yüz, kol, bacak veya vücudun bir yarısında uyuşukluk veya güç kaybı, tek ya da her iki gözde görme kaybı veya azalması (perde inmesi gibi), konuşma bozukluğu, konuşmada veya konuşulanları anlamada güçlük, şiddetli ve ani baş ağrısı, denge ve yürüme bozukluğudur. Bazı hastalarda inmeden önce inmenin olabileceğine dair ön işaretler olabilir. Bunlar yukardaki belirtilerin kısa süreli (24 saatten az) olanları ve iz bırakmayanlarıdır Örneğin 24 saatten az süren ve tamamen geçen konuşma bozukluğu, 24 saatten az süren ve tamamen geçen kol, bacak vs de güç kaybı veya uyuşukluk gibi. Bunlara geçici iskemik ataklar diyoruz. Bu ön belirtilere mutlaka önem vermelidir. Kalıcı bir inmenin ön belirtileridir. Kalıcı inmelerin %15-20’sinde bu ön belirtiler olmaktadır.
İnmelerin tedavisi acildir. Uzun süre hastanede yatmayı gerektirebilir. Kalıcı sekellere ve maluliyetlere yol açabilir. İnmelerde en önemli faktör korunmadır. Korunma ile inmelerin %50 kadarı önlenebilir. Bunun için inmeye yol açan risk faktörlerini bilmek ve bunlarla mücadele etmek önemlidir. İnmeye neden olan korunulabilir en önemli risk faktörleri olarak; Hipertansiyon, kalp ritm bozukluğu (atrial fibrilasyon), kontrolsüz şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara, alkol, kilo fazlalığı, beyne giden boyun damarlarında veya koroner damarlarda hastalık olmasını sayabiliriz. Bu risk faktörlerinden korunmak, hayatın her evresinde sağlıklı bir yaşam stili belirlemek inmeleri büyük oranda azaltacak, insanların daha sağlıklı bir yaşlanma süreci geçirmesine neden olacaktır. Hepinize mutlu ve sağlıklı günler dileğiyle.
İnmeler ve sebepleri,
Beynimiz, vücut ağırlığımızın yalnızca %2'sini oluşturmasına rağmen, kan dağılımımızın %15'ini alır. Bu da beynin kana çok ihtiyacı olan bir doku olduğunu gösterir. Eğer beynin kan akımı kesintiye uğrayacak olursa, saniyeler içinde şuur kaybolur. Bu kesinti üç dakikadan fazla sürerse beyinde geriye dönüşsüz hasarlanmalar meydana gelir. Günümüzde sık karşılaştığımız ve “inme” olarak bildiğimiz hastalığın oluş mekanizması işte bu şekildedir. Yani beynin kanlanmasını bozacak bir durum söz konusudur. Bu gün inme, kalp hastalığı ve kanserden sonra en önemli 3. ölüm nedeni, ciddi ve çok uzun süreli sakatlıkların en baş nedenidir. Her 15 ölümden birinden inme sorumludur.
İnmelerin en sık sebebi ateroskleroz dediğimiz damar sertliği olup, % 80-85’inden sorumludur. Damar sertliğinde beyin damarlarının iç cidarının daralarak tıkanması ve beynin beslenmesinin bozulması söz konusudur. Tıkanma her zaman damar sertliği sonucu meydana gelmez. Bazen vücudun değişik yerlerinden kopup beyne gelen kan pıhtıları da (emboli) inmeye neden olabilir.
Beyin damarlarının yırtılarak kanama yapması, damar dışına çıkan kanın beyin dokusuna bası yaparak hasarlanmaya neden olması inmenin diğer bir nedenidir. Daha çok yüksek tansiyonlu veya beyin damarlarında baloncuk olan (anevrizma) kişilerde görülen bu tablo daha ciddi ve tehlikelidir.
İnmelerde en sık rastlana belirtiler; yüz, kol, bacak veya vücudun bir yarısında uyuşukluk veya güç kaybı, tek ya da her iki gözde görme kaybı veya azalması (perde inmesi gibi), konuşma bozukluğu, konuşmada veya konuşulanları anlamada güçlük, şiddetli ve ani baş ağrısı, denge ve yürüme bozukluğudur. Bazı hastalarda inmeden önce inmenin olabileceğine dair ön işaretler olabilir. Bunlar yukardaki belirtilerin kısa süreli (24 saatten az) olanları ve iz bırakmayanlarıdır Örneğin 24 saatten az süren ve tamamen geçen konuşma bozukluğu, 24 saatten az süren ve tamamen geçen kol, bacak vs de güç kaybı veya uyuşukluk gibi. Bunlara geçici iskemik ataklar diyoruz. Bu ön belirtilere mutlaka önem vermelidir. Kalıcı bir inmenin ön belirtileridir. Kalıcı inmelerin %15-20’sinde bu ön belirtiler olmaktadır.
İnmelerin tedavisi acildir. Uzun süre hastanede yatmayı gerektirebilir. Kalıcı sekellere ve maluliyetlere yol açabilir. İnmelerde en önemli faktör korunmadır. Korunma ile inmelerin %50 kadarı önlenebilir. Bunun için inmeye yol açan risk faktörlerini bilmek ve bunlarla mücadele etmek önemlidir. İnmeye neden olan korunulabilir en önemli risk faktörleri olarak; Hipertansiyon, kalp ritm bozukluğu (atrial fibrilasyon), kontrolsüz şeker hastalığı, kolesterol yüksekliği, sigara, alkol, kilo fazlalığı, beyne giden boyun damarlarında veya koroner damarlarda hastalık olmasını sayabiliriz. Bu risk faktörlerinden korunmak, hayatın her evresinde sağlıklı bir yaşam stili belirlemek inmeleri büyük oranda azaltacak, insanların daha sağlıklı bir yaşlanma süreci geçirmesine neden olacaktır. Hepinize mutlu ve sağlıklı günler dileğiyle.