Öğrencilik yıllarım boyunca girdiğim sınavların sayısını hatırlamıyorum ama, her sınavın benim ve bir çok arkadaşım için kaygı veren bir yaşantı olduğunu hep anımsarım. Her sınav öncesi belli düzeyde yaşanan kaygı aslında başarı sağlar. Çünkü kaygı sırasında vücuttan belli ölçüde salgılanan adrenalin sınava odaklanmaya, dikkatin toplanmasına neden olur. Ancak aşırı kaygı fazla miktarda adrenalin salgılanmasına neden olur ki, bu da sınav performansını olumsuz yönde etkiler. İşte bu durumda “sınav kaygısı” bir sorun olarak karşımıza çıkar. Özellikle de üniversite girişi gibi insan yaşamına yön veren sınavlarda başedilmesi gereken bir sorun olarak önem arz eder.
Sınav kaygısının altında; başarısız olma ve küçük düşme korkusu, aşırı hırs, ailenin beklentisinin yüksek olması, zamanı iyi kullanamama, görev ve sorumlulukları erteleme, çalışma alışkanlığının iyi olmaması gibi nedenler yatabilir. Öğrenci kaygı nedeniyle öğrendiği bilgileri sınava aktarmada, okuduğunu anlamada ve düşüncelerini toplamada zorlanabilir. Zihinsel becerisi ve hatırlaması zayıflayabilir. Baş, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Huzursuzluk, korku, hayal kırıklığı, tedirginlik, mahçup olma, ümitsizlik gibi duygular içinde olabilir.
Sınav öncesi dönemde kaygı ile başetmede, öncelikle “sınavlar ne için yapılıyor, ne gerek var, bu bilgiler gelecekte işime yaramaz, nerede kullanacağım” gibi yanlış düşüncelerden kurtulmak gerekli. Sınav kısıtlı bir sürede yapıldığı için işe, zamanı etkili ve iyi kullanma ile başlanabilir. Tüm konulara çalışmaya zaman yoksa önemli konulara ağırlık verilebilir ve buna yönelik bir plan ve program yapılabilir. Anlaşılmayan konular bilen birine sorulabilir. Şu an iyi olunmasa bile zamanla daha iyi olunabileceği unutulmamalıdır. Yapılabileceğin en iyisini yapmaya çalışmak, hiç kimseye bir şey kaybettirmez. Sınava elinden geldiğince hazırlanmış olma duygusu, kendinizi rahat hissetmenize ve kaygınızın azalmasına yardımcı olur.
Sınav sırasında “ bir şey yapamayacağım, sınavım kötü gececek, hiç bir şeyi hatırlamıyorum” gibi olumsuz düşünceler akıldan çıkarılmalıdır. Cevaplayabileceğiniz ya da iyi bildiğiniz sorulardan başlamak motivasyonu artırır. Bir soruyu cevaplarken, zihnin başka bir sorunun cevabı ile meşgul olması, dikkatin ve konsantrasyonun bozulmasına neden olur. Bu da kaygı düzeyini yükseltir. Kaygıya teslim olunmamalıdır. Bu başedilebilir bir durumdur.
Sınav iyi ya da kötü geçsin sınav sonrası kendinizi ödüllendirin. Sevdiğiniz birşeyler yapın. Daha sonra tespit edilen eksiklikler ve yanlışlar üzerinde durun. Çünkü hayat ve sınavlar devam edecek. Daha başarılı olmak için eksiklikleri belirlemek ve bu doğrultuda yeni planlama ve uygulamalar yapmak, aşama kaydetmenizi sağlayacaktır.
Hepinize mutlu ve başarılı günler dilerim.
Sınav Kaygısı Nedenleri,
Öğrencilik yıllarım boyunca girdiğim sınavların sayısını hatırlamıyorum ama, her sınavın benim ve bir çok arkadaşım için kaygı veren bir yaşantı olduğunu hep anımsarım. Her sınav öncesi belli düzeyde yaşanan kaygı aslında başarı sağlar. Çünkü kaygı sırasında vücuttan belli ölçüde salgılanan adrenalin sınava odaklanmaya, dikkatin toplanmasına neden olur. Ancak aşırı kaygı fazla miktarda adrenalin salgılanmasına neden olur ki, bu da sınav performansını olumsuz yönde etkiler. İşte bu durumda “sınav kaygısı” bir sorun olarak karşımıza çıkar. Özellikle de üniversite girişi gibi insan yaşamına yön veren sınavlarda başedilmesi gereken bir sorun olarak önem arz eder.
Sınav kaygısının altında; başarısız olma ve küçük düşme korkusu, aşırı hırs, ailenin beklentisinin yüksek olması, zamanı iyi kullanamama, görev ve sorumlulukları erteleme, çalışma alışkanlığının iyi olmaması gibi nedenler yatabilir. Öğrenci kaygı nedeniyle öğrendiği bilgileri sınava aktarmada, okuduğunu anlamada ve düşüncelerini toplamada zorlanabilir. Zihinsel becerisi ve hatırlaması zayıflayabilir. Baş, karın ağrısı, bulantı, kusma, ishal gibi fiziksel belirtiler ortaya çıkabilir. Huzursuzluk, korku, hayal kırıklığı, tedirginlik, mahçup olma, ümitsizlik gibi duygular içinde olabilir.
Sınav öncesi dönemde kaygı ile başetmede, öncelikle “sınavlar ne için yapılıyor, ne gerek var, bu bilgiler gelecekte işime yaramaz, nerede kullanacağım” gibi yanlış düşüncelerden kurtulmak gerekli. Sınav kısıtlı bir sürede yapıldığı için işe, zamanı etkili ve iyi kullanma ile başlanabilir. Tüm konulara çalışmaya zaman yoksa önemli konulara ağırlık verilebilir ve buna yönelik bir plan ve program yapılabilir. Anlaşılmayan konular bilen birine sorulabilir. Şu an iyi olunmasa bile zamanla daha iyi olunabileceği unutulmamalıdır. Yapılabileceğin en iyisini yapmaya çalışmak, hiç kimseye bir şey kaybettirmez. Sınava elinden geldiğince hazırlanmış olma duygusu, kendinizi rahat hissetmenize ve kaygınızın azalmasına yardımcı olur.
Sınav sırasında “ bir şey yapamayacağım, sınavım kötü gececek, hiç bir şeyi hatırlamıyorum” gibi olumsuz düşünceler akıldan çıkarılmalıdır. Cevaplayabileceğiniz ya da iyi bildiğiniz sorulardan başlamak motivasyonu artırır. Bir soruyu cevaplarken, zihnin başka bir sorunun cevabı ile meşgul olması, dikkatin ve konsantrasyonun bozulmasına neden olur. Bu da kaygı düzeyini yükseltir. Kaygıya teslim olunmamalıdır. Bu başedilebilir bir durumdur.
Sınav iyi ya da kötü geçsin sınav sonrası kendinizi ödüllendirin. Sevdiğiniz birşeyler yapın. Daha sonra tespit edilen eksiklikler ve yanlışlar üzerinde durun. Çünkü hayat ve sınavlar devam edecek. Daha başarılı olmak için eksiklikleri belirlemek ve bu doğrultuda yeni planlama ve uygulamalar yapmak, aşama kaydetmenizi sağlayacaktır.
Hepinize mutlu ve başarılı günler dilerim.