Daha önce şeker hastalığı olmayan bir gebe de, gebeliğin ilk üç ayından sonra şeker hastalığı ortaya çıkmasına gestasyonel diabet denir. Gebelerin yaklaşık %5’inde görülen bu durum, gebeliğin 24-28. haftalarında 50 gr glikoz yükleme testi yapılarak araştırılır. Yükleme testinin tüm gebelere yapılması günümüzde faydalı bir yaklaşım olarak kabul görmektedir.
Yükleme testi 24-28. haftalarda sabah açken 50 gr glikoz + su karışımını içen gebenin 1 saat sonra kan şekerini ölçme esasına dayanır. Eğer ölçülen değer 140’ın altında ise normal kabul edilir. 200 mg/dl’nin üstü ise bu kişide gebelik diabeti var denir. Şayet ölçülen değer140-199 arası ise 100 gr yükleme testi yapılır.
100 gr yükleme testinde, açken ve 100 gr glikozlu şerbet içildikten 1, 2 ve3 saat sonra kan şekeri değerleri ölçülür. Bu değerler sırasıyla 105 mg/dl, 190 mg/dl, 165 mg/l ve 145 mg/dl (plazmada bakılan değerler) nin altında olmalıdır. Bu dört değerden iki tanesi anormal ise gebelik diabeti tanısı konulabilir.
50 gr yükleme testi gebelerin yaklaşık %15’inde 100 gr yükleme testi yapılmasını gerektirir. 100 gr yükleme testi yapılanlarında sadece %15’inde gebelik diabeti görülür. Gebelik sırasında annenin kordonundan HPL isimli bir hormon salgılanır. Bu hormon çocuğa daha fazla şeker gitsin diye annenin kan şekerini yüksek tutar. Bu yükseklik bazen patolojik hale gelerek diabete yol açabilir. Özellikle gebeliğin 24. haftası HPL (human plasental Laktojen)’nin en aktif olduğu dönemdir. Bu haftalarda anne adayında şeker hastalığı araştırılması uygundur
Gebelik Diabetinin Riskleri Gebelik diabeti bebekte anomali oranını artırmaz. En önemli risk “makrozomi” (tosuncuk) adını verdiğimiz bebek ağırlığının 4000 gr’ın üzerinde olma riskinin artmasıdır. Genel populasyona 4000 gr’ın üzerinde doğum oranı %2 iken, bu oran diabeti olan gebelerde %20-30’dur. Hatta % 4’ünde 4500 gr’dan da fazladır. Bebek ağırlığının 4000 gr’ın üzerinde olması sezaryen oranını artırmakta, normal doğum yapan gebelerde ise zor doğum, omuz takılması ve zor doğuma bağlı el-kol felç oranını artırmaktadır. Ayrıca doğum sonrasında bu bebeklerde şeker düzeyinin düşmesi (hipoglisemi), sarılık, kalsiyum ve magnezyum düzeyinde düşme gibi riskler artmaktadır. Bu nedenle bu gebelerin saptanması ve bebek ağırlığının artmaması için gerekli önlemlerin alınması oldukça önemlidir.
Gebelik diabeti öncellikle diet ile kontrol altına tutulmaya çalışılır. Diyet ile hastaların %70’inde şeker düzeyleri normal sınırlarda tutulabilir. Diyet ile kan şekeri kontrol edilemeyen hastalarda ise insülin tedavisine geçilir. Son zamanlarda insülin yerine ağızdan alınan şeker hapları ile tedavi de uygulanabilmektedir. Şeker düzeylerinin diyet veya insülin ile düzenlenmesinin bebek ağırlığını kontrol edilmesindeki rolü halen tartışmalıdır. Bazı çalışmalarda bebek ağırlığını azalttığı, ancak sezaryen veya kol siniri zedelenmelerinde bir azalma olmadığı görülmüştür. Bu nedenle gebelik şekeri konusunda gebelerin taranması konusunda tartışmalar devam etmektedir. Ancak tarama programlarının en önemli yararlarından bir tanesi ileride diabet riski altında olan hastaların belirlenmesidir. Gebelik diabeti olan hastaların daha sonraki 10 yıl içerisinde gerçek diabet olma olasılığı %50’lere, 28 yıl içerisinde %70’lere ulaşabilmektedir. Bu nedenle bu hastalara sürekli bir diyet, sağlıklı beslenme ve eksersiz konusunda önerilerde bulunulmalıdır. Ayrıca doğumdan 2-3 ay sonra normal bir glukoz yükleme testi yapılarak aşikar diabeti olan hastalar saptanarak tedavilerine başlanmalıdır. Ayrıca bu hastalara 3 yılda bir glukoz yükleme testi yapılması da önerilmektedir.
Gebelik ( Gestasyonel ) diabeti,
Daha önce şeker hastalığı olmayan bir gebe de, gebeliğin ilk üç ayından sonra şeker hastalığı ortaya çıkmasına gestasyonel diabet denir. Gebelerin yaklaşık %5’inde görülen bu durum, gebeliğin 24-28. haftalarında 50 gr glikoz yükleme testi yapılarak araştırılır. Yükleme testinin tüm gebelere yapılması günümüzde faydalı bir yaklaşım olarak kabul görmektedir.
Yükleme testi 24-28. haftalarda sabah açken 50 gr glikoz + su karışımını içen gebenin 1 saat sonra kan şekerini ölçme esasına dayanır. Eğer ölçülen değer 140’ın altında ise normal kabul edilir. 200 mg/dl’nin üstü ise bu kişide gebelik diabeti var denir. Şayet ölçülen değer140-199 arası ise 100 gr yükleme testi yapılır.
100 gr yükleme testinde, açken ve 100 gr glikozlu şerbet içildikten 1, 2 ve3 saat sonra kan şekeri değerleri ölçülür. Bu değerler sırasıyla 105 mg/dl, 190 mg/dl, 165 mg/l ve 145 mg/dl (plazmada bakılan değerler) nin altında olmalıdır. Bu dört değerden iki tanesi anormal ise gebelik diabeti tanısı konulabilir.
50 gr yükleme testi gebelerin yaklaşık %15’inde 100 gr yükleme testi yapılmasını gerektirir. 100 gr yükleme testi yapılanlarında sadece %15’inde gebelik diabeti görülür. Gebelik sırasında annenin kordonundan HPL isimli bir hormon salgılanır. Bu hormon çocuğa daha fazla şeker gitsin diye annenin kan şekerini yüksek tutar. Bu yükseklik bazen patolojik hale gelerek diabete yol açabilir. Özellikle gebeliğin 24. haftası HPL (human plasental Laktojen)’nin en aktif olduğu dönemdir. Bu haftalarda anne adayında şeker hastalığı araştırılması uygundur
Gebelik Diabetinin Riskleri Gebelik diabeti bebekte anomali oranını artırmaz. En önemli risk “makrozomi” (tosuncuk) adını verdiğimiz bebek ağırlığının 4000 gr’ın üzerinde olma riskinin artmasıdır. Genel populasyona 4000 gr’ın üzerinde doğum oranı %2 iken, bu oran diabeti olan gebelerde %20-30’dur. Hatta % 4’ünde 4500 gr’dan da fazladır. Bebek ağırlığının 4000 gr’ın üzerinde olması sezaryen oranını artırmakta, normal doğum yapan gebelerde ise zor doğum, omuz takılması ve zor doğuma bağlı el-kol felç oranını artırmaktadır. Ayrıca doğum sonrasında bu bebeklerde şeker düzeyinin düşmesi (hipoglisemi), sarılık, kalsiyum ve magnezyum düzeyinde düşme gibi riskler artmaktadır. Bu nedenle bu gebelerin saptanması ve bebek ağırlığının artmaması için gerekli önlemlerin alınması oldukça önemlidir.
Gebelik diabeti öncellikle diet ile kontrol altına tutulmaya çalışılır. Diyet ile hastaların %70’inde şeker düzeyleri normal sınırlarda tutulabilir. Diyet ile kan şekeri kontrol edilemeyen hastalarda ise insülin tedavisine geçilir. Son zamanlarda insülin yerine ağızdan alınan şeker hapları ile tedavi de uygulanabilmektedir. Şeker düzeylerinin diyet veya insülin ile düzenlenmesinin bebek ağırlığını kontrol edilmesindeki rolü halen tartışmalıdır. Bazı çalışmalarda bebek ağırlığını azalttığı, ancak sezaryen veya kol siniri zedelenmelerinde bir azalma olmadığı görülmüştür. Bu nedenle gebelik şekeri konusunda gebelerin taranması konusunda tartışmalar devam etmektedir. Ancak tarama programlarının en önemli yararlarından bir tanesi ileride diabet riski altında olan hastaların belirlenmesidir. Gebelik diabeti olan hastaların daha sonraki 10 yıl içerisinde gerçek diabet olma olasılığı %50’lere, 28 yıl içerisinde %70’lere ulaşabilmektedir. Bu nedenle bu hastalara sürekli bir diyet, sağlıklı beslenme ve eksersiz konusunda önerilerde bulunulmalıdır. Ayrıca doğumdan 2-3 ay sonra normal bir glukoz yükleme testi yapılarak aşikar diabeti olan hastalar saptanarak tedavilerine başlanmalıdır. Ayrıca bu hastalara 3 yılda bir glukoz yükleme testi yapılması da önerilmektedir.