Bu hafta sizlere ev kazalarından bahsetmek istiyorum. Beklenmedik anda karşılaşılan, yaralanmalara, geçici ya da kalıcı sakatlıklara, mal ve can kayıplarına neden olabilen olaylara kaza diyoruz. Ev kazası denince ise, evin iç ortamı ve eve ait bahçe, sofa, garaj gibi çevrelerde meydana gelen kazalar anlaşılır. Ev kazalarının toplumda ne sıklıkta meydana geldiği ile ilgili kesin bir veri olmamakla birlikte oldukça yaygın olduğu tahmin ediliyor. Görsel ve yazılı basında sıkça haberlerini duyduğumuz, soba dumanından zehirlenmeler, şofben zehirlenmeleri, elektrikli battaniye çarpmaları, damdan, merdivenden düşmelerin hepsi birer ev kazasıdır. Belki birçoğumuzun yaşlı bir yakını banyoda düşerek kolunu ya da kalçasını kırmış, çok yakın bir akrabamızın çocuğu banyoda bulduğu çamaşır suyunu içmiştir.
Çoğumuz ev kazalarına neden olan şartları, tesadüfi ve kontrol edilemezmiş gibi algılarız. Oysa ev kazalarının oluş nedenlerinin altında çoğunlukla tedbirsizlik, bilgisizlik, ihmal gibi önlenebilir insan hataları yatar. Bu hataların oluşumuna zemin hazırlayan kişisel, sosyal ve çevresel faktörler vardır. Aslında kazalarla hastalıklar arasında bilimsel anlamda bir fark yoktur. Hastalıklar için geçerli olan etken-konak-çevre ilişkisi kazalar içinde geçerlidir. Hatta hastalıklar gibi ev kazalarıda mevsimsel değişkenlik gösterir. Örneğin kış döneminde yanıklar, ilkbahar ve yaz aylarında düşmeler, zehirlenmeler ve boğulmalar daha sık görülür. Yine aynı şekilde ev kazalarının türleride yaşla değişkenlik gösterir.
Ev kazalarının oluşumunu en aza indirmek için çevresel faktörler ve kişinin kazaya duyarlılığı ile kişinin dikkatli olması ve eğitimi arasında bir denge oluşturmak gereklidir. Bu denge ne kadar iyi sağlanırsa kaza riskide o derece azalır. Örneğin, görme fonksiyonu azalmış yaşlı bir bireyin bulunduğu ev ortamı daha iyi aydınlatılmalı, zemin döşemeleri ayağının takılacağı şekilde kalkık olmamalı, kişinin daha iyi görmesini sağlayacak gözlük kullanması sağlanmalı ve uygulamalar konusunda kişi eğitilmelidir. Bir başka örnek, küçük çocuklar etraflarındaki nesnelere karşı çok ilgili ve buldukları her şeyi ağızlarına götürme eğilimindedir. Bu da çocuklarda zehirlenmeler için risk oluşturur. Bu nedenle evde zehirlenmeye neden olabilecek deterjan, çamaşır suyu, ilaç gibi maddeler çocuğun ulaşamayacağı şekilde saklanmalıdır. Çocukların karşılaşabileseği tüm ev kazaları konusunda anne baba eğitilmelidir. Haftaya yaşlılarda ev kazalarını azaltmak için alınması gereken önlemlerden bahsederek konuya devam edeceğim.
Hepinize kazasız mutlu ve sağlıklı günler dilerim.
Ev Kazaları,
Bu hafta sizlere ev kazalarından bahsetmek istiyorum. Beklenmedik anda karşılaşılan, yaralanmalara, geçici ya da kalıcı sakatlıklara, mal ve can kayıplarına neden olabilen olaylara kaza diyoruz. Ev kazası denince ise, evin iç ortamı ve eve ait bahçe, sofa, garaj gibi çevrelerde meydana gelen kazalar anlaşılır. Ev kazalarının toplumda ne sıklıkta meydana geldiği ile ilgili kesin bir veri olmamakla birlikte oldukça yaygın olduğu tahmin ediliyor. Görsel ve yazılı basında sıkça haberlerini duyduğumuz, soba dumanından zehirlenmeler, şofben zehirlenmeleri, elektrikli battaniye çarpmaları, damdan, merdivenden düşmelerin hepsi birer ev kazasıdır. Belki birçoğumuzun yaşlı bir yakını banyoda düşerek kolunu ya da kalçasını kırmış, çok yakın bir akrabamızın çocuğu banyoda bulduğu çamaşır suyunu içmiştir.
Çoğumuz ev kazalarına neden olan şartları, tesadüfi ve kontrol edilemezmiş gibi algılarız. Oysa ev kazalarının oluş nedenlerinin altında çoğunlukla tedbirsizlik, bilgisizlik, ihmal gibi önlenebilir insan hataları yatar. Bu hataların oluşumuna zemin hazırlayan kişisel, sosyal ve çevresel faktörler vardır. Aslında kazalarla hastalıklar arasında bilimsel anlamda bir fark yoktur. Hastalıklar için geçerli olan etken-konak-çevre ilişkisi kazalar içinde geçerlidir. Hatta hastalıklar gibi ev kazalarıda mevsimsel değişkenlik gösterir. Örneğin kış döneminde yanıklar, ilkbahar ve yaz aylarında düşmeler, zehirlenmeler ve boğulmalar daha sık görülür. Yine aynı şekilde ev kazalarının türleride yaşla değişkenlik gösterir.
Ev kazalarının oluşumunu en aza indirmek için çevresel faktörler ve kişinin kazaya duyarlılığı ile kişinin dikkatli olması ve eğitimi arasında bir denge oluşturmak gereklidir. Bu denge ne kadar iyi sağlanırsa kaza riskide o derece azalır. Örneğin, görme fonksiyonu azalmış yaşlı bir bireyin bulunduğu ev ortamı daha iyi aydınlatılmalı, zemin döşemeleri ayağının takılacağı şekilde kalkık olmamalı, kişinin daha iyi görmesini sağlayacak gözlük kullanması sağlanmalı ve uygulamalar konusunda kişi eğitilmelidir. Bir başka örnek, küçük çocuklar etraflarındaki nesnelere karşı çok ilgili ve buldukları her şeyi ağızlarına götürme eğilimindedir. Bu da çocuklarda zehirlenmeler için risk oluşturur. Bu nedenle evde zehirlenmeye neden olabilecek deterjan, çamaşır suyu, ilaç gibi maddeler çocuğun ulaşamayacağı şekilde saklanmalıdır. Çocukların karşılaşabileseği tüm ev kazaları konusunda anne baba eğitilmelidir. Haftaya yaşlılarda ev kazalarını azaltmak için alınması gereken önlemlerden bahsederek konuya devam edeceğim.
Hepinize kazasız mutlu ve sağlıklı günler dilerim.